Ahmet DOĞANER sensei; karateye Hakkı Koşar senseinin yanında başladı. Ileri yasina ragmen buyuk basari gosterdi. Daha sonra Hakkı Koşar ile anlaşmazlığa düştü. Ahmet hoca karatenin tamamen bir spor branşı haline gelmesine ve savaşci yönünün gözardı edilmesine karşıydı. Bu nedenle Hakkı hocadan ayrılarak BUDOKAN karate merkezini kurdu.
Türkiye'de self defansa dayalı, mücadeleci karatenin kurucusudur. Karatenin asıl çıkış amacının kendini savunma olduğunu ve bu şekliylede çalışılması gerektiğini savunmuştur.
Türkiye'de ilk karate kitabını çıkaran usta Ahmet Doğaner sensei olmuştur. Daha sonra yayınladığı beş kitabla karatenin yurtçapında tanınmasında çok önemli bir rol oynamıştır.
Self defans ağırlıklı çalışma sistemi nedeniyle sinema yapımcılarınında ilgi odağı oldu. Birçok filmin dövüş sahnelerini düzenledi.
Basınla çok iyi ilişkiler kurarak, karatenin olabildiğince çok basında yer almasını temin etmiştir. Ayrıca birçok gösteriler düzenlemiş, karatenin doğru tanınabilmesi için büyük gayret sarfetmiştir.
Ahmet Doğaner sensei, Namık Ekin ve Ferhat Özsert senseilerle yakın işbirliği kurarak, Türkiye'de tek stil tekelinin kırılmasında büyük ve önemli bir katkı sağlamıştır.
Öğrencilerine daima destek olmuş ve kendi tercihlerini yapılandırmada onlariı serbest bırakmıştır. Öğrencilerinden Şenel İnce Türkiye'de wado-ryu karate stilini başlatırken, Salih Çam'da nanbudo stilini Türkiye'ye getirmiştir. Yine onun öğrencilerinden olan Kasım Demir ve İsmet Turna'da shotokan'ın farklı stil ve versiyonlarının ülkemize kazandırılmasını sağlamışlardır.
